top of page
dilek.jpg

Dilek Gençyılmaz

gencyilmazdilek486@gmail.com

 

OTOMATİK ORGAN BAĞIŞI KAMPANYASI

Ben 27 Kasım 1998 tarihinde İzmir’de doğdum. Babam müzik öğretmeni, annem ev hanımıdır. Müzikle içli dışlı bir insanım. Kendimi bildim bileli kedilere aşık birisiyim. Ben küçükken çok sosyal bir çocuktum. Yaşamayı çok seviyordum. Ama büyüdükçe durgunlaştım, sessizliğe büründüm. Lise yıllarında sınıfın en suskun insanı bendim diyebilirim. Hayatımın dönüm noktası ise şimdi anlatacağım yerde başlıyor.

 

2015 yılının Aralık ayında bir gün, şiddetli karın ağrısı şikayetiyle sağlık ocağına gittik. Hemen hastaneye gitmemiz gerektiğini söylediler. Hastaneye gittiğimizde doktor "biraz daha gecikseydiniz komaya girip hastanelik olurdun" dedi. Ben ise daha ne olduğunu bilmiyordum.

 

Kırkbeş dakika bir yatakta yattım ve bu sırada böbreklerime bakılıyordu. Yukarıdan bir makina böbreklerimi inceliyordu. O günü hayatim boyunca asla unutamam, çünkü o an sırf doktorların sesini duyabileyim diye nefes almadım. Çok kısık sesle konuşuyorlardı. Fısıltıyla "Bu Dilek böbrek yetmezliği olan kişi, degil mi?" dediklerini duydum ve o an dünyam başıma yıkılmıştı. Ne olduğunu ve bundan sonra ne olacağını bilmiyordum. Diyaliz nedir zaten hiçbir fikrim yoktu.

 

O gün bana narkozlu bir iğne vurdular ve üç saat boyunca böbrek hastalarıyla dolu bir odada kaldım. Herkesin hikayesi farklıydı. Bense ağlamaktan heba olmuştum. Çok korkuyordum. Daha 15 yaşındaydım, neyin ne olduğunu bilmiyordum ve ilk defa kendimi bu kadar zor bir durumda bulmuştum. Ağlamaktan şişmiş ve korkak gözlerle etrafımdaki insanlara bakıyordum.

 

Artık koluma fistül açılma zamanı gelmişti. Fistül açılırken o kadar korktum ki çünkü mikrop  kapmasın diye her yerimi kapamışlardı. Ben bir yandan ağlarken, doktor beni rahatlatmak için sohbet konuları açıyordu. Müzikle uğraştığımı söyleyince, benden oracıkta bir şarkı söylememi istediler.

 

Hiç unutmuyorum o günü. Ameliyat salonunda bir yandan ağlayıp, bir yandan da sarki söylemiştim onlara. Korkak Dilek korkaklığını az da olsa unutmuştu o an. Şimdi düşününce daha iyi anlıyorum o doktor aslında bana en zor anda tutunacağım bir dal vermişti.  

 

Nihayet fistül açıldı ve o andan tek hatırladığım bayılmadan hemen önce anneme söylediğim şu iki kelime: "gözüm kararıyor". Uyandığımda bana kolonya koklatıyorlardı. Böylece 6 ay takip edilme sürecim de başlamış oldu. Kontrol zamanı kan verdim. Doktorum bana "maalesef bugün seni iki saat diyalize almamız gerekiyor" dedi. İçimden yine o aynı hıçkırarak ağlama isteği. Diyaliz bölümüne gittik, ama kolumdaki fistül yetersiz çalıştığı için diyalize giremedim. Top çalışması yapmam gerekiyormuş. Onu da yaptım. Diyalize bir hafta sonra, 5 Haziran 2015’te bağlandım.

 

Bu zamana kadar hayat enerjisi alınmış bir Dilek vardi. İşte hayatımın tamamen değiştiğini hissettiğim ikinci dönüm noktası da  hastalığımı öğrenmemin üzerinden bir süre geçtikten sonra oldu. Nasıl olduysa içimden çok güçlü bir kız çıktı. Bu gelen şeyin ben bile farkına değildim. Hayata bakış açım değişti. Artık daha fazla gülüyorum. İnsanların hakkımda söylediklerini ciddiye almıyorum. Tüm bunları anlayabilmem için belki de başıma bir şey gelmesi gerekiyormuş, bilemiyorum. Sonraları benim gibi diyaliz hastası biriyle karşılaştım ve bana Change.org da bir kampanya başlatmamı önerdi.  

 

İlk başlarda emin olamadım. Beni kimse duymaz diye düşünüyordum. Ama yine de siteye girdim ve kampanyamı başlattım. Hem kendim, hem de benim gibi kadavradan organ nakli bekleyen kişiler için bir şeyler yapmak istedim. Hayatını kaybeden insanların organları, onca kişiye yaşam verebilecekken toprak olup gidiyordu. Pek çok kişinin organ bağışına sıcak baktığını, ama bunu yapmayı hep ertelediğini düşündüm. O zaman "niye aksini beyan etmediği sürece herkes organlarını bağışlamış sayılmasın ki" diye düşündüm. Bu e-devlet üzerinden bile yapılabilir belki diye düşündüm. Organlarını bağışlamak isteyenler yerine, organlarını bağışlamak istemeyen kişiler, bunu ayrıca belirtebilirlerdi. Süreci kolaylaştırmak, organ nakli bekleyen on binlerce kişinin hayatını kurtarabilirdi.


Kampanyamı başlatırken biraz tedirgin hissetmiştim ama bugün Türkiye’nin dört bir yanından hiç tanımadığım tam 125.000 kişi imzalarıyla benim fikrimi destekledi ve desteklemeye devam ediyor. Onlara ne kadar teşekkür etsem azdır.

Şimdi artık bir hedefim var. Başlatmış olduğum otomatik organ bağışı kampanyasının başarıya ulaşması. Ben nakil bekleyen insanlara ses olmak istiyorum. Bu kampanyayı ben başlatmış olsam da, nakil bekleyen herkesin ve yakınlarının bu kampanyayı sahiplenmesini istiyorum. Hep birlikte yetkililerden aynı şeyi istemeye devam etmeliyiz.

Bu satırları okuyan herkesi aşağıdaki linkten bu kampanyaya katılmaya ve bu linki mümkün olduğunca fazla kişiye ulaştırmaya davet ediyorum.

https://www.change.org/p/organ-ve-doku-nakli-yasas%C4%B1-de%C4%9Fi%C5%9Fsin-binlerce-ki%C5%9Finin-hayat%C4%B1-kurtulsun-drfahrettinkoca-saglikbak

Yayın Tarihi: 13/02/2019

bottom of page