DİYALİZ TEKNİKERLİĞİ OYUNLARI !
Herkesin geçmişinde, ileride ne iş yapmak istediği hakkında diyaloglar vardır. Bana da aynı soru defalarca yöneltilmiştir: “Kızım ileride ne olmak istiyorsun?”
Ben kendimi bildim bileli, bu sorulara hep aynı cevabı vermiştim; “Büyüyünce hemşire olacağım teyze”, “Büyüyünce hemşire olmak istiyorum amca, dede, anneanne, babaanne”…
Lisede Sağlık Meslek Lisesi’ nde okumak nasip olmamıştı. Nasıl üzüldüğümü çok iyi hatırlıyorum. Arkadaşlarımın bazılarını Sağlık Meslek Lisesi’ne giderken gördüğümde, içimde kocaman bir burukluk vardı, onlara hep imrenerek bakmıştım. Onlara merakla sormuştum: “Hangi hangi dersleri okuyorsunuz?”, “Bugün stajda neler yaptınız?”.
Benim gibi, bugün sağlık camiasında olanların çoğunun hikayesi böyle başlamıştır, değil mi? Ben lisede eşit ağırlık öğrencisiydim ve hemşirelik bölümü sayısaldan alırdı. Bu yüzden, benim hemşire olabilmem daha da zorlaşmıştı. Hastalarım olsun, onların iyileştireyim, ağrılarının geçmesi için elimden gelen her şeyi yapayım, hastalıkları geçtiği zaman yüzlerinde mutluluğu görebileyim, isterdim. Bunlar benim için mutluluk verici, güzel hayallerdi.
Üniversite sınavında tercihlerim arasına Diyaliz Teknikerliği bölümünü yazdım ve kazandım. Evet, bir hemşire olmasam da, bende sağlık camiasının bir bireyi olabilecektim. Diyaliz Teknikerliği ile ilgili beklentilerim yüksekti. Aldığım eğitimin yeterli olduğunu düşünüyordum. İşini iyi yapan bir diyaliz teknikerinin, bir diyaliz hemşiresinden farkı olmayacağını düşünüyordum.
Mezun olup işe başladığımda, gerçeklerle yüzleşmek zamanı gelmişti. Öyle eksiklerim vardı ki; ben ne okudum, ne öğrendim, diye kendimi sorguluyordum. Üstelik ben, okulunu başarı belgesiyle bitirmiş, bir öğrenciydim. Bizi bu hale getiren, boynumuzu büken aldığımız eğitimin yetersizliğiydi. Staj günlerimiz ilk yıl haftada yarım gün, ikinci sene ise haftada 2 gün idi ve bu çok yetersizdi. Çünkü bizim mesleğimiz, teorik te olduğu kadar, pratikte de mükemmel olmamızın gerektiği bir meslek grubudur. Kitaplarda yazılanlardan veya derslerde anlatılanlardan, çok farklı bir hayat vardı, diyaliz salonlarında.
Bunun üzerine karar verdim; devlete atanana kadar özel diyaliz merkezlerinde çalışarak kendimi yetiştirecek, okulda alamadığım eğitimimi burada kıdemli hemşirelerimden almak için çaba gösterecek ve hiçbir hastaya zarar vermeden bu farkı kapatmaya çalışacaktım. Bu yolda bana en çok destek verenler; yine yıllarını diyaliz salonlarında geçirmiş, hayatlarını bu işe adamış, diyaliz hemşireleri oldu.
Asıl sorun nerededir diye düşünüyorum; planlama yapılmadan mezun edilen, diyaliz teknikerlerinin sayısı mı? Gerçekçi olalım, bütün hemşireler başka bölümlere çekilse bile hepimiz iş bulacak mıyız? Bulduk diyelim maaşlarımız hak ettiğimiz düzeye gelecek mi? Bence ne yazık ki, bunlar hiç bir zaman olmayacak. Bir zamanlar diğer birçok meslek grubunun üstünde oynanan bu oyun, şimdi bizim üzerimizde oynanıyordu. Önce bir mağdur kitlesi oluşturuluyor. Bu kitle dün öğretmenler ve hemşirelerdi, şimdi ise sıra bizdeydi. Sonra birçok kahraman çıkıp, bizleri kurtarma sözü veriyorlardı. Bizi kurtarabilecek kadar gücü olanlar, baştan bu mağduriyeti neden görememişler, neden engellememişlerdi. Anlamıştık ki; hepsi bu oyunun bir parçası idi.
Bunları biliyorum, ama bilmek yetmiyor; geleceğe umutla bakmak istiyorum. Bundan birkaç yıl sonra daha da büyüyecek, bu mağduriyet tablosu için, çok üzgünüm. Mesleğimin itibarı için, birçok arkadaşım gibi bende direniyorum. Her şeye rağmen Diyaliz Teknikerliği’ni seviyorum ve bu alanda kendimi geliştirmek istiyorum. Dileğim şudur ki; diğer meslek grupları gibi, bizde bu oyunun kaybedeni olmayız.
Yayın Tarihi: 09/07/2016