DİYALİZ SEKTÖRÜ ÖNÜNÜ GÖREMİYOR !!!
Hemodiyalize Yapılan Geri Ödemedeki Yetersizlik Sektörü Çaresiz Bıraktı.
Ülkemizde böbrek yetmezliği alanında yapılan en büyük bilimsel kongre olan Türk Nefroloji Derneği tarafından organize edilen “35. Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon Kongresi” 3 - 7 Ekim 2018 tarihleri arasında Antalya'daki Titanic Deluxe Otel & Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Kongre diyaliz sektörünün bulunduğu ekonomik darboğaz ve Euro üzerinden fiyatlandırılan kongre katılımının yüksekliği sebebiyle sınırlı katılımla gerçekleşebildi. Ayrıca geleneksel olarak gerçekleştirilen, sektör sorunlarının dile getirildiği Yuvarlak Masa Toplantısı'nın programda yer almaması sektör paydaşları tarafından eleştirildi. Yuvarlak Masa Toplantısı'nda yıllardır diyaliz sektörünü temsil eden dernek ve kurumlar sıkıntılarını SGK ve Sağlık Bakanlığı yetkililerine birinci ağızdan iletme şansına kavuşmaktaydı.
Buna rağmen sektör temsilcileri kongre kapsamında 7 Ekim 2018 tarihinde yapılan “Diyaliz Geri Ödeme Sistemleri ve Yaşanan Sorunlar” konulu oturumda kendilerini ifade etmeye çalıştılar. Bu oturumda Dr. İbrahim Akdağ “Dünyada Diyaliz Geri Ödeme Sistemleri, Dr. Tuncay Alkan ise “Türkiye'de Diyaliz Geri Ödeme Sistemleri” adlı sunumlarını gerçekleştirdi. Sunumlar katılımcılar tarafından ilgi ile izlendi. Sunumlar sonrası dernek temsilcileri söz alarak konu ve sektörün durumu hakkındaki görüşlerini paylaştılar.
Diyaliz Hekimleri Derneği (DİHED) Yönetim Kurulu Başkanı Uzm. Dr. Hıdır Arslan; “ Öncelikle cefakar diyaliz sektörü temsilcilerini, bu kadar az geri ödeme bedeline rağmen, hastalarına sağladıkları kaliteli diyaliz hizmetinden dolayı huzurunuzda tebrik etmek istiyorum. Hemodiyaliz için düzenli bir geri ödeme modelinin mutlaka sağlanması gereklidir. Maliyeti azaltmak amacıyla yapılan yönetmelik değişiklikleri ile hem diyaliz hizmeti zora sokulmakta hem de hasta ölüm oranlarında artışa yol açılmaktadır. Bu şekilde Psikiyatri, Nefroloji ve Diyetisyen konsültasyon desteği sektör dışına itilmiştir. Birim hasta başına düşen hemşire, diyaliz hekimi değişiklikleri kısa vadede işveren lehine gözükse de uzun vadede hasta ölüm oranlarını artırmasiyle sektörün tüm tarafları için olumsuz sonuçlara yol açmıştır. Diyaliz merkezlerinde Nefroloji Uzmanı bulunma oranı % 5 düzeyindedir. Hasta ölüm hızlarını azaltmak için Nefroloji hekim desteğinin sağlanması gereklidir” diyerek görüşlerini açıkladı.
Kurumsal Özel Diyaliz Merkezleri Derneği (DİADER) Genel Sekreteri Mustafa Işık; “Yapılan sunumlar çerçevesinde dünyadaki modellerin hangisi ele alınırsa alınsın; hepsindeki ana unsur maliyettir ve geri ödeme sistemleri tedavinin kalite çıktılarına göre “maliyet”`e ödül ilavesi veya “maliyet + kar”`a cezalar şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bizim ana sorunumuz son 16 yıldır hiç bir yıl maliyeti karşılayan bir geri ödeme ücretine ulaşamamış olmamızdır. 2006 yılından sonraki SGK sisteminde, ilgili mevzuat maddelerindeki zorunluluklara ( 5510 sayılı kanunun 72. Maddesi ve Fiyatlandırma Komisyonu Yönetmeliğinin 6.1.d. Maddesi) rağmen geri ödeme ücretleri tamamen keyfi ve belirli bir kural olmaksızın belirlenmektedir. Oysa ki fiyatlandırmalar bu mevzuat maddelerine göre maliyet unsurları dikkate alınmak suretiyle her yıl kasım ayı sonuna kadar belirlenmelidir. Bu sistem sürdürülemezdir ve 2019 sektörümüz için çok zor geçecektir” diyerek görüşlerini ifade etti.
Bağımsız Diyaliz Merkezleri Derneği (DİYAMER) Başkan Yardımcısı Dr. Bünyamin Altundal ise; “Türkiye’deki özel diyaliz merkezleri dünyadaki en düşük ücretle, Avrupa ülkelerinin kalitesi ile yarışır diyaliz hizmeti vermektedir. Amerika’da hemodiyalizin bir yıllık maliyeti hasta başına 80.000 $ iken, ülkemizde bu hizmetin 4000 $ gibi çok komik rakamlara yapılabiliyor olması gerçekten bir mucizedir. Bu buzdağının görünmeyen kısmı; yatırımcıların borçları ve yok olan birikimleridir. Bu işletmeler kamusal hizmet veren kamuya mal olmuş işletmelerdir ve milli servettir, yok olmasına müsaade edilmemelidir. Ticaretin kuralları bellidir; yatırımın cebinizden finanse edilmesi mümkün değildir. Uzun yıllar beklentileriyle, bir ümitle, hayatiyetini devam ettiren sektör, son gelen gider artışlarına tahammül edemeyecektir. Kronik böbrek yetmezliği hastalarının hayatlarını sürdürebilmeleri için büyük öneme haiz olan özel diyaliz merkezleri batmakla yüz yüzedir” diyerek karamsar bir tablo çizdi.
Diyaliz sektörü ekonomik sıkıntılar, belirsizlikler ve önünü görememekten huzursuz bir tablo içinde kongreden ayrıldı. DİYALİZHABER
Yayın Tarihi: 15/10/2018